XXXIX.
Şimdi gece
Puhular uygun adım rüyadadır
Sirenler çalar, bölünür uyku
Kalbime meydan okumakta kör bir kılıç
Sağa dönsem yalnızlık
Solda bir bölük zebani...
Tükenmemek için şarkı söylüyorum
Sesim Tanrı katında neredeyse
Uyanmak istesem bir yağmur bulutu gözlerime set
Sana uzansam,
Ah bir uzansam,
Kimbilir neredesin?
XL.
Ne akşamlar geçti çarçabuk
Ne sabahlar bir günaydınlık aşk tılsımı
Yine de insana fena dokunuyor
Yıldızı eksik bir gökyüzü
XLI.
Bugün 21 Aralık
En uzun gece
Sen yine yoksun
Bir dolunayın geceden kopması gibi
Yıldızlar sakladı seni göğün en ardına
Sonsuz ve ağır bir ceza sensizlik bana
Farkında mısın?
XLII.
Sanki bin yıllık uzaklık aramızdaki
Boşluğa binlerce yıldız kırığının karışıp durduğu
Elimi uzatsam Aydede’ye çarpıyor
Tanrının sensiz masalı avutmaya yetmiyor beni
Yıldızlar serpilecek üzerimize bir akşam
Dolunay yaman kıskanacak gözlerimizdeki ışıltıyı
XLIII.
Bulutlar selamsız bıraktı diye bu hüzzam
Dolunay sırtını dönüp gitti diye yıldızlara
Oysa bütün yeryüzü sen kadar yorgun
Her kımıltı kendi kalbini kovalıyor şimdi
XLIV.
İçini tırmalayan o kedi
Herkesin kendi mırıltısı kadar.
Yine de acıtan bir söz asılı gecenin boynuna
Keşfedilmemiş bir aşk kadar uzağa asılı.
XLV.
Yarına veda olamaz gözlerindeki ışıltı
Sen deniz fenerisin gecenin ortasında
Maviden griye geçerken bir yelkenli
Tutup yönünü kalbine çevirdiğin.