LXVII.
Arkamı dönüp gittiğimde
Ne yapraklar dökülüyor bilsen
Saatler donakalıyor gözlerimde
Şaşı bir yıldızmış gibi yanlış boşluklara yuvarlanıyorum
LXVIII.
Bir elim sende kalıyor vakitsiz gitmelerimde
Bende kalansa hiç kalmamış gibi bedenden uzak...
LXIX.
Serap görmüştü besbelli
Kirpiklerine kadar bulaşan düş demeti
Rengarenk kıldı yeryüzünü
Ta ki bir gazel bozana dek sürdü o masal...
LXX.
Gecenin kılıcı çekilir ansızın
Yalnızlığa bir çentik daha atılır
Uykuda yakalar mutluluk insanı bazen
Düşlerin her biri gizli bir mektup...
LXXI.
Senden uzağa yağmaz yağmur
Her bulut emanet bir define
Çil çil hüzün damlatır anılar
Gerçekse bir köşede uyku halinde...
LXXII.
Dönüp gittiğin hayat bağışlar mı kendini?
Tam da yıldızlardan kurulmuş bir sofra
Tam da biçare dolunayı konuk ederken
Ansızın bir dilek düşer kalbine.
LXXIII.
Mutluluk ne vakit Aydede
Söz tükenince mi
Konuşmaya başlayınca mı yoksa kalbimdeki kımıltı?
LXXIV.
Sen yine kendi yalnızlığını kuşanıp gel
Eksiği tamamlar bir anı demeti
Olmazsa verilmiş bir söz unutulur
Boşlukta tutunursun kendi kalbine.