YAĞMUR DUASI

 

 

 

Ben geldim, yaşımı falan boşver

Kalbimde meşgul çalan telefon zırıltıları,

açılmayan ahizeler, kuşkonmaz cıvıltıları...

Küçük ömrünüzde hiç aksamayacak bir saat ayarıyım

Bazen akşamları ansızın gelip geçen rüzgarın bozup bıraktığı.

 

 

Her çocuk uykusuz büyür

    Her yıldız uykusuz bıçaklar geceyi

Kuyudan usulca anıları çeker bir derviş

Yıllar kalbinize amade, kalbiniz kimbilir neye?

Varsın şaşkınlık tamamlasın bu tabloyu

O çocuk çizgide ruhumun ikizi cirit atar.

 

 

Ben geldim, yıllar sonra, canlar kadar, sular kadar ben

Bakma yanında yabancılığım altyazısız film gibi

El feneri kısık çocuk nasıl yerimi arıyorsa bu kör sinemada

Öyleyim, bıraktığın ayaz geceye savrulmuş şarkıda bile.

 

 

Çağrışımlar neyi anlatır fırtınada?

Şişe içindeki küçük yelkenli

    en fazla bir öfkelik adımda haydiii başka maviye...

Aynı anda aynı şeyi düşünüp de farklı yanlışları kovalayan

    baykuşlar mıyız yoksa? Öyleyse bu falın adı dostluk mu, aşk mı?

Bak üç vakte kadar hoyrat ayrılık...

 

 

Ben geldim, gözlerimde çok sevgili ölülerin sureti

Her biri kalbimiz kadar ışıl ışıl

Sanki koşup kucaklayacak gibi hayatı yeniden her biri

Mümkünmüş gibi aynı aşkı bir daha yaşamak,

    şarabı kilerdeki yüzyıllık fıçısından kadehe dökmek,

    geceye hiç sönmeyecek mumlar yakmak...

Oysa birazdan ışıklar zayıflayacak sahnede,

    herkes oynamak istediği rolün tersine koşacak.

 

 

Biliyor musun neyi keşfettik

Bunca ay, bunca yıkımdan sonra?

Meğer kuşlar darıldığı buluta yağmur duası kondurmazmış

 

 

 

Cihan Oğuz, 2005-2017

Cihan Oğuz Facebook  Cihan Oğuz Twitter  Cihan Oğuz Instagram

Web Sitesi Tasarımı ve Yönetim Paneli