SENSİZ İSTANBUL
Önce ruhunun sesine kulak ver
Orada ikinci sen bir ayna karşısında
Sır yok, kırık yok, ömrün müşterek bahiste
Güya gemiyi son terkeden tarihe yazılacak
Kulak asma arkandan denize itenlere
Derinde ne varsa keşfedildi şimdiye kadar
Ölüm mü kaldı sanıyorsun keşfedilmemiş
Kaç kez kırıldıysan o kadar öldün
Ötesi var mı?
Ah yine bir sabah erkenden kalk,
Yüzünü anılarla yıka, geleceğe mum yak
Kalbin mutlaka bir yere gizlemiştir mutluluğu
Kulaç at, boğulsan da, bak mavi ışıl ışıl
Ömrün viraneydi de yıldızlar mı göz kırpmadı?
Bekle geceyi, bekleyene kadar bir tavuskuşu rengini emanet edecek sana.