Dokuz canlı bir kediydim           

Aşkta yitirdim sekizini

 

 

 

 

 

İT DALAŞI

 

 

 

Kalbinle giriştiğin bir haksız mücadele bu

Kendi yüzüne attığın pençedir aşkın mührü

Tut ki yaralısın, iyileşmeyecek kadar, çaresiz

Uzaktaki kar tanelerine tutunmak için yarışır mı serçeler

Özlemenin imkansızlık olduğunu bile bile.

 

 

Durmadan meşgul çalan bir telefonun ucundasın

Bileklerin yanlış ibreye ayarlı: Tam 12’den vuruldun!

Hedef tahtasının bile ‘artık yeter’ dediği andır

Kursağında suskunluk, senin o soylu suskunluğun,

            kimbilir hangi kayıp haritayı çıldırtır...

 

 

Çarpışmayan hiçbir tanrı kalmadı bu hikayede

Yaşadığımız ‘atlatma haber’e sıradan bir başlık uyduracak kadar cakalıyız

Darmadağın ayak izlerime bakıp da nasıl biteceğini hesaplama bu yolun

Kalbimle it dalaşındayız, hiçbir atlas kucak açmıyor içimdeki ülkeye

Ölüme yıllardır küs olmasam bir akrebe sevda büyüteceğim.

 

 

İçimden geçen her şeyin günlüğü tutuldu

Rahat olabilirsiniz, size de yer var bu oyunda

Taburu yanlış patikaya süren acemi bir rütbeliydim

Hepimiz o coğrafyanın ortasında kaybolduk

Şimdi falcıların önünde tek sıra hizadayız

Bizim için açılıyor sinek, papaz, kız,

aşk, ayrılık, unutma mecburiyeti,

semalar üstü inatlaştığımız tanrı...

 

 

Durulduk sonunda, morfine uğramış zır deli kadar özgürüz

Biletimiz kesildi, cehenneme kadar bütün yollar açık

Varsa sıratın üstünde de sürüp gider bu it dalaşı

Bir ağızdan çekilen yuhlara da katlanırız

Kıyamete ne kaldı aşk bittikten sonra?

 

 

Ömür mü? Yük kervanıdır, geçtiği her adımda biraz daha derinleşir iz

Gökyüzüne darılıp kalır anılara yetişemeyen o evcil akbaba

 

 

 

Cihan Oğuz, 2005-2017

Cihan Oğuz Facebook  Cihan Oğuz Twitter  Cihan Oğuz Instagram

Web Sitesi Tasarımı ve Yönetim Paneli