DÜŞE DÜŞE DÜŞ
Parti mitingi öncesi bozuk şiir okuyan cazgır gibiydi o gün herkes
Güneşin payına kara bir bulut parçası
aşkın payına ayrılık düştü
Buraya kadar her şey olağandı, ta ki 65’inci gününe ulaşan o hazan
Ah o hazan yok mu ömrü bitiren
En çok onun cayırtısı yırttı ortalığı.
Denek bir beyaz fareydim aşkın kafesinde
Rat rat rap rap dolandım durdum kafamı demirlere çarpa çarpa
Öğrendiğim her hece kendine yeni bir dünya yarattı
Şimdi bisiklet diyemeyecek kadar utangaç,
düldüle binemeyecek kadar usta bir yolcuyum.
Yolcuyum, evet: “Senden ayrılalı gülmedim/dostum dostum”
diyecek kadar yapayalnız bir yolcu.
Kurdeşen döktü oysa yapraklar koca yıl
Sözde bir şarkı adayacaktım ormana
Orman o çığlığı kimbilir nereye taşıyacaktı
Kendi dünyamızı kuracaktık o ıssızlıkta, kendi bulutumuz
adamakıllı kendi yağmurunu kuşanacaktı
Neler mi kaldı aşktan geriye? Keşke söyleyecek kadar büyüseydim
O çocuk beni de kaçırsaydı kabuslara, frenkeştayn bile aldırmasaydı.
Bunların hiçbiri olmadı değil mi?
Kalbimi sızlatan o deli şarkı, susuzlukta boğulan anılar,
Bir köşede tek ayak üstünde durmaya mahkum siyasiler,
Sigaraya zam haberleri, asılsız röportajlar, Ecevit mavisi çile,
Çile mavisi Ecevit, kaçırılan uçaklar, kaçırılan şanslar, kaçırılan akıllar
Hepsi takılıp gitti bir aşkın gümlemesine öyle mi?
Ne kadar zekisiniz, bildiniz, yolcuyum: Artık her yıldız kendi yörüngesine