AKROSTİŞ
Günleri şaşırıp hayatını bulmacaya çeviren ben
O ben, haritanın rakım büyüten dağlarına küskün
Kalbimi sarsan fay hattına ‘rastlantı’ adını verdim
Oysa bal gibi aşktı, aşk bile anladı bunu.
Anladı ve acemiliğime sadece güldü
Ürkek bir şarkıydı belki tedirginliğim
Ter boşandığında yaylı sazlar bir ağızdan çınladı
Birinci keman solo yaparak şaşırttı akustik salondaki yankısını
Oysa bütün sesler aynı anda inip
aynı anda çıkacaktı basamakları...
Lânetli zamanlar bağışladım kendime durup dururken
İbresi dilimi kilitleyen bitimsiz saatler.
O ben, yola çıkmadan önce bütün notlarını yakarak
bir aşkı kanıtsız bırakan şeytanî
Meğer evliya işiymiş anıları kucaklamak...
Şükür diyorum artık, geride kaldı o bilmece
Sırrı çözüldü tanrının, aşk tanrıçaya emanet edildi
Dilimde düğümlenen söz pes etti açığa vurmayarak
Pes etti her şey, artık sevinebilirsiniz
Nasılsa sıradan bir merasim kalabalığıydı içimde birikenler...
Ayıldım sonra: bilmeceymiş bütün bir hayat
O ben, kırdım döktüm kalbimde ne varsa
Ne varsa gürültüsüyle geceyi ürküttü, yoktun
Yokluğunu duyurdu bir yıldızın içime vurduğu gölge
Zor uyandım anıların kuyusuna düşmeden